Canım Annem'e

Bugün senin için bir şeyler karalamak geldi içimden annecim...Bugün sana söyleyemediklerimi dökmek istiyorum satırlara;benim için ne kadar özel olduğunu biraz olsun anlayabilmen için bu kadar yeterli mi bilmiyorum...Sana söylenecek tüm sözler yetersiz işte onu çok iyi biliyorum…
Senin kadar sabırlı,şefkatli ve anlayışlı birini hiç görmedim hayatımda...Kimi zaman kıskandım seni;senin kadar mükemmel olamayacağımı düşündüm hep.Beni eleştirdiğinde,dünyanın en çok konuşan ve en kötü annesi ünvanını verdim sana...Beni ve abimi, dünyaya getirdikten sonra,kucağına aldığın anın güzelliğini ve büyüsünü anlatırsın ya hep,bir hatamla o büyüyü bozarım diye korkarım çoğu zaman....Üstüme titreyerek beni yedirdin,içirdin,ilk sütümü verdin,ilk adımlarımı,yaramazlıklarımı hep benimle paylaştın....Kah benimle ağladın,kah güldün...Ama hiç bir zaman,hiç bir zaman şikayet etmedin annem...Her şeyi seninle öğrendim ben,senden aldım kimi huyumu...İlk dayağımı da senin ellerinden yedim,ama hakketmiştim doğrusu...Benim için bu kadar uğraşan ,didinen birinin ellerinden yenilen bir fiske,akılda kalmıyor annem,üzülme...
Ne zormuş aslında büyümek…Büyük olmak…Büyük yaşamak…Her şey git gide zorlaşmaya başlıyor,hayat,zaman,eğitim,insanlar,aşk,o,bu,şu…Sen derdin ya hep, ’minicik kalbini kimsenin üzmesine izin verme kızım... ‘ diye…O minik kalbim şimdi öyle sızlıyor ki annem…Öyle isyanlarda bulunuyor ki,duysan ne çok üzülürsün kim bilir,kim bilir ne çok sızlar senin o kocaman yüreğin…
Hayat devam ettikçe ve bizler büyüdükçe, ''...keşke beni ağlatan tek sen olsaydın...'' diye düşünüyorum bazen annem...Çünkü bir tek sen ,bir tek sen ilk sıraya koydun beni,ne yaparsam yapayım bir tek sen sevdin beni...Hiç hesap sormadan,hiç eleştirmeden,hiç yermeden,hiç incitmeden…
Kocaman kanatların var senin var annem…Bizi bir ömür boyu içinde büyüttüğün kocaman kanatların…Orada huzur vardı,saflık vardı,sıcacıklık vardı,temiz gözyaşı,inanç,dürüstlük,doğallık vardı…Senin mis kokan tenin,kocaman yüreğin vardı…
O kanatlardan çıktığım için çok pişmanım…O sıcaklığı arıyor,bulamıyorum…Şimdi o kanatları tekrar istiyorum annem…Üzülmeme izin verme artık anne,çok yoruldum ben,çok yoruldum…Ne kadar daha dayanabilirim bilmiyorum ki?...
Nasıl öderim hakkını,annem ?...Bilmiyorum...
Ne günler yaşadık seninle birlikte...Ne isyanlarımız,ne haykırışlarımız,ne göz yaşlarımız oldu senle...Hep birlikte göğüs gerdik bir şeylere.Bazen ben,son noktaya geldim...Tanrı'ya bile isyanlar da bulundum...Ama sen hiç kaybetmedin ümidini,ya da kaybettin de,sırf bizler için,hep ümit ettin...Sana güvendim,sana inandım...Ben de,abim de senden öğrendik hayatla savaşmayı...Örneğimizsin annem…
Sana söylenecek kelimeler,cümleler kifayetsiz kalıyor annem...Seni anlatacak sözcükler bulamıyorum bazen...Öyle özelsin ki ve öyle benimlesin ki....Yüreğimsin,her şeyimsin annem...
İyi ki varsın annem...İyi ki varsın...Ve iyi ki benim ANNEMSİN.....

...SENİ ÇOK SEVİYORUM...
...ANNEM BENİM...
Kızın Duygu...

Körebe...



1...
2...
3...
4...
5...
...
Sağım,solum sobeee...
Saklanmayan ebeee...

Koşarak uzaklaşıyorum...
Saklandığım yerden çıkmam uzun zaman alabilir...
Hayat yolunda yaya kalırsam,ne olur unutmayın beni...
Uzattıgımda tutun elimi...
Sağlıcakla...

Mutluluk ne ola ki?...

Mutluluk...
Mutluluk için ne yaparsınız ilerleyen,geçip giden hayatınız içinde ? ...
Mesela gözlerinizi kapayıp,sizi hiç sevmeyecek belki de,size aşık olmayacak bir erkeği düşler misiniz?...
Kağıdı ve kara kalemi alıp hoşunuza giden herşeyi resmeder misiniz?(ben çok yaparım bu resim işini ;) )...Aşklarınızı,anılarınızı,mutluluğunuzu,acınızı satırlardan vazgeçip de resme dökebilir misiniz?...
Bağıra çağıra şarkı söyleyip,elinize aldığınız gitar ile bişeyler çalmaya çalışır mısınız?...
Kendinize kocaman bir çikolatalı yada meyveli kek yapar mısınız?...
Lise arkadaşlarınızı eve toplayıp onlara olup olmadık şeyler anlatır mısınız?...
Kocaman bir cips ile kolayı alıp bir film izler misiniz tek başınıza?....
Evin her bölümünü gezip,saçma sapan fotoğraf kareleri yakalamaya çalışır mısınız?...
Bisiklete binip,varsa göl kenarı,varsa deniz kenarı yada bir ormanlık alanda hız yapar mısınız?...
Aşık olunmadan aşık olur musunuz peki?...
Sakızı çiğneyip çiğneyip,kocaman şişirmeye çalışır mısınız?...Patlatmak için elinizden gelen herşeyi yapar mısınız peki?...
Balonları sever misiniz?...
Uçanı yada uçmayanı fark etmez..Evinizi balon gölüne dönüştürdünüz mü hiç?...Sonra onları teker teker patlattınız mı?..Peki balonlardan birinin içine su doldurup ta arkadaşınızın kafasına attınız mı?..Ya da sizin kafanız da patladı mı o sulu balon?...
Bir mektup yazdınız mı olmayacak aşkınıza...Tarihi gelince eline geçicek mektubu okuduğunda onun yüzünü hayal edebilecek misiniz?...
Vs vs.vs...
Ben bu yukardakilerin hepsini yaptığımı fark ettim aslında...Bazıları hobim,bazıları beni eylendiren şeyler...Aslında mutluluk bendeymişte,haberim yokmuş...

Ne kadar küçük şeylerden mutlu olabiliyoruz aslında..
Bir gülüşte,bir dokunuşta,bir bakışta,bir aşkta,bir şarkıda,bir resim sanatında...

Bugün mutluyum..
Bir arkadaşımın önerdiği filmi izledim az önce...'Çok şey kaybetmişsin..' demişti,evet haklıymış...Çok şey kaybetmişim...Vereceğim kararı bu kadar etkiler bir film...Bunu fark ettim...
Film mi?...
AMELİE...

Çok küçük şeylerden yüzümün gülümseyebildiğini fark edince kızdım kendime...Acıdım sonra halime...Düşüşüme,acizliğime,pasifliğime...Hayattımızda aslında ne çok şey varmış bizi mutlu eden...Bizi güldürebilen....
Bunlardan biri aşk olmasa da mutlu olmanın bin bir çeşit yolu var...

Bundan önceki yazımın kararını da verdim...
Mantık ile olmuyor bu işler...
Olmayacak duayada amin denilmiyor ama,aşksızda yaşanmıyor... :/

Mutluluk elimizin içinde...Sıkmayın yumruğunuzu,serbest bırakın mutluluğunuzu.... ;)
Sağlık ile...

???


Biri bana soru sordu..
Zor bir soru...
Ve şimdi cevabımı bekliyor... :/

Ve şimdi soru sırası kendime geldi...


''Aşk'' mı?...


''Mantık'' mı?...


Düşünmeye gidiyorum...:/ :/

Üzgünüm...

Hayata,yaşananlara,zamanın hızına,aşka,yaralara dışarıdan bakmak nasıl bir duygudur acaba...


Bazen kötü şeyler geçer içimden benim...Ölüyor olduğumu düşünürüm,bir uçak kazasında,bir operasyonda,bir silahla belki de...

Geçtiğimiz yıl ciddi bir beyin ameliyatı geçirdim...

Ölüm ile burun buruna gelmenin en uç noktasını yaşadım...Korktum,içimden geldiğince bağırarak ağladım...Ölmekten ilk defa bu kadar korkmuştum belki de...

İşte o esnada kimsenin ağzından ''sus,ağlama lütfen'' kelimeleri çıkmadı...Beni engellemeye çalışan biri hiç olmadı..Olsaydı ne olurdu onu sadece ben biliyorum sanırım...

Neden mi bu yazı?...

Son zamanlarda çevremde bir çok arkadaşım belli nedenler dolayısı ile ameliyat oldu,oluyor...Şimdi ise hayatımın 11 yılını kapsayan bir arkadaşım kist ameliyatı olacak...

Hani hep olumsuzluklar gelir ya insanın aklına böyle zamanlarda...Düşünmek istemezsiniz ama kafanızın bir bölümünü kapsar malesef...Zihniniz hep olumsuz düşünür...Korkuyorum gene...Acıyor gene ruhum...

Allahım ne olursun bu ameliyatta başarılı geçsin lütfen ... Lütfen ... Lütfen ...

...

4 Eylül'de Uludağ Üniversitesinde Nöroşirürji bölümünde Prof.Dr.Ender Korfalı tarafından yapıldı ameliyatım..Beyin cerrahisi adına dünyada ilk 3.sırada kendisi...Ve kendisi namı diyar 'kara prens' ... Tanımak isterseniz googlede kendisi hakkında fazlası ile bir bilgi var...

Ayrıca ameliyatıma giren diğer bir doktor ve benim hayatımın belki de dönüm noktası olan kişi Beyin cerrahı Tekin Özcan...Ona çok şey borçluyum...Bana verdiği sözü tutup,beni son derece güçlü kılan tek insan ameliyat esnasında...

Ne çok şey yazabilirim aslında duygularımla ve psikolojimle ilgili..Ama konu ben değilim şu sırada..
Canımın diğer bir parçası olan dostum olmaktan çıkıp kardeşliğe adım attığım kişi...Serpilim...
Tanrı yanında olsun kıvırcığım..Tanrı yardımcın olsun...Seni çok seviyorum...Lürfen Serpilim için sizde dua edin...LÜTFEN...

Evet bu konularda biraz heyecanlıyım,korkuyorum ve abartıyor olabilirim..Ama elimden başka bişey gelmiyor ki..Kolay değildi benim için bişeyler...Yaşamayan anlayamaz demekten başka sözüm yok ki...Ki Tanrım kimseye yaşatmasın,düşmanıma bile...

Ve dilerim ki Tanrım kimseyi sağlık ile burun buruna düşürmesin...

Herkese bol sağlıklı günler dilerim...

....

Ne çok şeyden vazgeçtik kim bilir...

Bizi dengede tutan en önemli şeyleri,çıkartıp attık hayatımızdan...Geri dönüp bakmadık bile...

Birileri bişeyleri hep terk etti..Birileri hep terk edildi...Suskun,yalnız,çaresiz kaldı bir taraf...

Dayanamamak bişeylere nasıldır bilir misiniz?...Yanınızdaki,başucunuzdaki kişilere dayamamak artık..Sevdiğinizi sanıpta yanılmak nasıl bir duygudur bilir misiniz?Yada sevildiğinizi sanıpta sevilmemek...Duyduğunuz üzüntünün dile gelemeyişi,sağa sola sataşmalar ile devam eder..

Kocaman kocaman gözlerde kendinizi bulamamak...Kocaman bir kayıp yaşamak sonra...Hayırmak,bağırmak ve ağlamak...
Şimdilerde ağzımı kocaman açıp ağlamak istiyorum...
Sınırsızca bağırmak istiyorum..
Kimsenin bana sus diyememesini istiyorum...
Canımın acıdığını artık haykırmak istiyorum...
Can acıttığını söylemek istiyorum..
Aslında bunların hepsini görünmeyen bir yerde yapıp,ona yeniden gülmek istiyorum...
Ben seni kocaman seviyorum....



Ps : Yazının benimle alakası yoktur...

Yine,yeniden Ankara...

Evet,evet doğru okudunuz....Yine,yeniden Ankara'ya gidiyorum...Vazgeçemiyorum kendisinden,çok severim Ankara'yı (Palavra :D )..
Valla ne yapayım,tüm projeler orda oluyor..Bende mecburen gidiyorum...Yoksa işim neyim yok elin Ankaralarında.. :D :P
Niye mi gidiyorum?...
Şöyle ki...

S&G Youthere Sen Orada Gençlik Burada , projesi için...
Bir Gençlik Karavanı ve sonunda oldu yaw.. :D
Pek bi istediğim projeydi..Avrupa gönüllü hizmetleri(evs) içerikli...Daha ne olsun..
Daha detaylı bilgi içinde burdan bakabilirsiniz... http://www.genclikkaravani.eu/
Projenin içeriğini verdiğim sitedeki ''hakkımızda'' bölümünden takip edebilirsiniz..Öğrenmek isteyenlere,bu da nedir ki diye düşünenlere... Çok uzun çünkü valla :D ...
Yarın gece,yani perşembe gece binicem,sabah hoooop Ankara'dayım...
Öyle zor bir günden geçtim ki inanamazsınız,gidişim resmen olay oldu valla...Beni Aşti'den alacak arkadaşın son anda işi çıkmış,ben de ortada kala kaldım valla...Bilmem de Ankara'yı,pek de büyük terminali,ürkerim valla (Bi de yurt dışı istiyorum,neyse karıştırmayayım orasını :D )...Allah'tan bir arkadaşım yardımıma koştu da ferahladım...Ya da ben zorladım kendisini fazlasıyla,mecbur kaldı :/ :/... Allah razı olsun valla kendisinden :D ... Allah başımızdan eksik etmesin kendisini,daha kapısını çok çalıcam belki de bu gidişle :P :D ...

Valla pek bir mutluyum..Yüzümde gülümseme hiç eksilmiyor ...
Erol Evgin gibi sürekli tebessümlü halde geziniyorum ortalarda :D :P...
Valla ne diyeyim,iyiyim,mutluyum...
Dönüşte görüşmek üzere...
Mutlu ve sağlıklı kalın...
Hoşçakalın...

Avrupa Gönüllü Hizmetleri (EVS)

İşte işte ve işte....Önümüzdeki mayıs başvuruyorum...
Avrupa gönüllü hizmetleri(evs) ne mi?..
Buyrun...

-25 Avrupa ulkesinden birinde gonullu olarak (ucretli,is olarak degil) calisma,

-Ayni zamanda farkli bir kultur ve dil ogrenme ortami,

-Bununla birlikte yiyecek, barinma, dil egitimi, yerel ulasim, sigorta, bireysel bakim,yardim ve az miktarda cep harcligi alabileceginiz,

-Haftada en fazla 35 saat calisabileceginiz, bunun disindaki zamanlarin kendinize ait oldugu, ayrica haftada 2 gun tatil ve her ay icinde ayrıca 2 gun tatil imkani olan bir ortam,

-Bir AGH projesinde kısa sureli (3-24 hafta) ya da uzun sureli (6-12 ay) olarak belirli bir sure icin baska bir ulkede, elestirmek icin degil degistirmek icin ciktiginiz yolda yurt disinda projelerde gonullu olarak yer alabiliyorsunuz.

Gidebileceğimiz ülkeler ise,

Belçika,Fransa,Almanya,İtalya,Lüksemburg,Hollanda,Danimarka,İrlanda,Yunanistan,Portekiz,İspanya, Avusturya,Finlandiya,İsveç,Güney Kıbrıs Rum Kesimi,Çek Cumhuriyeti ,Estonya,Macaristan,Letonya,Litvanya,Malta,Polonya,Slovakya,Slovenya,Bulgaristan,Romanya

....
Abim geçtiğimiz yıl İsveç'in başkenti Stockholm'deydi...10 aylık bir proje kazanmıştı...
Geçtiğimiz hafta Ankara'da tanıştığım Özgür isimli arkadaş ise Evs ile Fransa'ya gitmişti...Verdikleri örnekler,yardımlar,akıllar,bilgiler benim gitme hırsıma da hırs kattı...Başvuruyorum,başvuracağım derken fark etiim ki,benim özelliğime sahip kişilerin de gitmesinde bir problem yok (Özelliğim dil bilmemem :D ,farkındayım,önemli bir ayrıntı.. )..
Her neyse bu sene Eskişehir'de kursa da gidicem...Mecburen...

Eee ne diyelim,daha çok var benim başvuruma ve sırama...Soran arkadaşlarımı bilgi niyetine yazdım bu yazıyı zaten ;) ...
Sağlıcakla kalın...

Bir Gün Anlayacaksın !...

BİR GÜN ANLAYACAKSIN,NEDEN SESSİZCE GİTTİĞİMİ…
SENDEN VAZGECMEK UĞRUNA,NASIL BİR SAVAS VERDİĞİMİ…

Kaçmak istersin kaçamazsın kendinden,ondan,herkesden…
Kaybolur gidersin,cesaretin yıkılır,korkarsın gelecekten…
Bakarsın…
Görürsün o gözlerde yerinin olmadığını…
Acıtır canını her defasında bu yavaşlık…
Doyasıya haykırmak istersin,ama susturur seni her defasında mantığın…
‘Burama kadar geldi…’ dersin ; ve çeker gidersin sessizce yine…

Kokusu gelir burnuna…
Hiç hissetmediğin şeyleri çekersin ruhuna...
Karmaşık bir hal alır sonra beynin,'Neredeyim ben?...' diyiverirsin…
Suskunluğu ile baş edemezsin,eline bir ateş alıverirsin...
Yakarsın bedenini…
Yakarsın ki,onun suskunluğundan daha çok ne acı verir,denemek istersin...
Fark edersin ki onun suskunluğunun acısı ebedi ecelmiş…

Çeker gidersin sonra...
Sessizce…
Hiç bir şey söylemeden…
Habersizce...
Öldüğünü sanır belki,belki de artık her şeyin bittiğini…
Kim bilir umursamaz belki de…
Sonuçta onun hislerini bilmeden yok olup gideceksindir...
Uslu bir kız olup,gömüleceksindir onsuzluk denizine…


Sonra….
Sonra yemin edeceksindir…
Bir daha AŞIK olmayacağım diye…
Çekip gideceksindir bilmediğin deniz aşırı yerlere..
Hengameler ile boğuşurken de ölüp gideceksindir belki de..
Hiç bilmediğin ülkelerde…
Sessizce…

Sapıtma Noktasındayım .. :D

Ölmek…
Ölmeyi düşündünüz mü hiç?…
Çok garip duygu olsa gerek değil mi?…
Ölümü ağzımıza alınca hemen Allah korusun falan denir..
Peki neden?..
Nereye gidiyoruz ki,Allah bizi koruyor..Yine sonuçta Allah’ın yanına gitmiyor muyuz?..Cehennemde olsa sonuçta Allah’ın yanı..Neden bu denli korkuyoruz ki ölümlerden…Tabii ki sevdiklerimizin ölmesini istemeyiz,severiz çünkü onları,yok olmalarına dayanamayız...Genç ölümleri de kor insana,daha bir acı verir yaşı geçmiş kişi ile karşılaştırılınca..
Peki neden?..
O da ölüm,bu da ölüm..
Ölümün yaşı mı olurmuş?…
Çok garip…
Düşünüyorum da,bugün ölsem,yani az sonra...Yada sen ölsen birazdan…Her hangi biri ölse mesela az sonralar da...Geride ne çok şeyi yarım bırakıp gitmiş olacağız değil mi?...Annemize son kes sarılamadan,babamızla son kez tartışamadan,sevdiğimize,aşık olduğumuzu söyleyemeden,yada öpemeden son bir kez daha bitanemizi…Bağıramadan, ‘ hayat seni seviyorum ’ diye yada 'senden nefret ediyorum hayat.' diye …Yok olup gideceğiz…Acaba ölünce yukarıdan bakıyor olacak mıyız sevdiklerimize?..Yanında dolaşarak,şşştt ağlama yav ,buradayım işte,burnunun dibindeyim diye gezinecek miyiz yanı başında…Hani filmlerdeki gibi…Misal Hayalet filmi.. :D

Ben daha anneme son sarılışımı yapamadım…
Babama onu kıskandığımı,ona özlemimi itiraf edemedim…
Ağabey mi ne çok sevdiğimi haykıramadım…
Sevdiğim adam daha onu ne çok sevdiğimi bilmiyor bile…Hatta onu sevdiğimi bile bilmiyor…Ve sanırım bilemeyecekte bu gidişle..Ölünce öğrenecek…Hemen ölsem mi ne acep :D ... Nasıl mı öğrenecek?..O da benim gizli oyunum.. ;) Aramızda kalsın.. ŞŞŞtt…

Daha yapmam gereken o kadar çok planlarım var ki…Hepsine bir adım yaklaşmışken hem de,yarım kalırsa çok üzücü olur..Ama kime nasıl ve neden hesap soracağız peki?...
Ağlayabilcek miyiz,isyan edebilcek miyiz,bağırıp,birilerine kızabilcek miyiz…Tabi ki hayır..Hepsi içimizde kalacak..Hatta gariptir ki,biz bu içimizde kalan şeyleri hatırlamayacağız bile..Bu konuda bana güvenebilirsiniz ;) :D ….
Düşünün bakalım bu gece yazdıklarımı,haksızsam haksızsın deyin…
Yada bana ne deyip,ne işime yarayacak ki düşünüp deyin ve umursamayın..
Bu da zaten beni pek ilgilendirmiyor..

Ne diyor büyük ağabeyimiz Erol Evgin..
İŞTE BÖYLE BİR ŞEY…
Sağlıcakla kalın efendim …

4 Eylül 2007 - 4 Eylül 2008

Korkuyordum…
Yavaşça yaklaştım yanına ve konuşmaya başladı..Dile döktü yaşayacaklarımı..Birileri bana gerçeği acı biçimde söylemişti…Savaşmaya çalıştım,korkumla yüzleşmeye çabaladım…
Başaramadım…

Ağlamaya başladım…
Gerçekler bu denli sert biçimde ilk defa vuruldu yüzüme..Kalbim bu denli umutla atarken,bir anda zayıfladı bedenim..Ve çöktü ruhum,bedenimin en gizli köşesine..Hakim olamıyordum göz yaşlarıma..Birileri teselli ederken,diğer kişi hala sert ve doğru olan lafları ile eziyordu beni..Bedenim,ruhum,beynim artık dayanamıyordu bu sözlere..Yanından hızlı adımlarla uzaklaştım hemen…Peşimden geldi…Bir kes daha,bir kes daha yineledi söylediklerini…
‘Güçlü olmalısın,güçlü olman gereken zamandasın,zayıflık acizliktir,dik durmalısın… ‘

Güçlü olmalıydım…
Gücüm her şey ile savaşmam gerektiğini gösterdi bana…Kendimle,hayatla,aşkla ve sağlıkla…
Güçlü olmalıydım,ayakta durmalıydım…Savaşmalı,yara almadan kurtulmalıydım…
Başarmalıydım…
Başaracaktım..
Söz verdim kendime,kazanacaktım…

Korkumla yüzleşmeye gidiyordum…
O odaya girdiğimde verilen sözün yerine getirildiğini gördüm..O yanımdaydı..Bana verdiği sözü tutmuş,benimle birlikte olmuştu…Korkumu alıp götürmüş,yüzüme tebessüm,kalbime cesaret eklemişti…Hakkını ödeyemeyeceğim insan,hayatımı kurtarmıştı..

Çıktım o odadan..Beni korkusu içinde büyüten o odadan…
Sapa sağlam..
Dimdik…
Güçlü…
Başarmıştım..
Tanrının verdiği en büyük sınavı,kazanmıştım…Yüzüm gülüyor,ruhum hayat ile oynaşıyordu…Tanrıya ve onlara binlerce kes teşekkürler ediyordum…Saatlerce,hatta günlerce…
Dostlarımın,sevdiklerimin,bildiklerimin,yanımda olduğunu görmek bana gurur ve güç vermişti..Benim bundan sonra sırtım yere gelmezdi…Herkese binlerce kes TEŞEKKÜR EDERİM…

Ve..
Ve bugün benim doğum günüm..
Ben bugün ikinci kes hayata gözlerimi açtım…
Tanrı beni erken büyüttü ama,olsun…
Ben erken büyümekten,hayatı erken öğrenmekten çok mutluyum…
Sizleri seviyorum…
Seviyorum işte…
Teşekkür ederim…

Vurursan Yıkılmam...

Korkuyorum sana söylemek istediklerimi söylemeye...
Yüreğim vardı yanına ama dilim varmıyor.
Gözlerinin en içine bakıp da sana '' yar '' diyemedikten sonra..
Dünya varmış, insanlar varmış,
Senle olmadıkça boş ver neyime gerek.

Zor yıllardan,
Dar yollardan geçtim de geldim,
Durdum kapında...
Dokunsan ağlarım ama vurursan yıkılmam.

Niye ben umutlarım,niye ben yarınlarım,
Niye ben böyle sessiz kaldım.
Yeniden dünlerim, yeniden göz bebeğim,
Niye ben böyle sensiz kaldım.

Özer ATİK

...

Dilimin dönmediği yerde şarkılar söze karışıyor...
Şarkıların konuştuğu yerde bana tek kelime bile söylemek düşmüyor...
Söylemek istediklerimden korkuyorum ben...
Susar diye korkup,susuyorum...
....

Ama bu şarkının en güzel cümlesini tekrarlamak istiyorum...
''Gözlerinin en içine bakıp da sana YAR diyemedikten sonra... ''