... Mutlu Seneler ...

Merhaba…

2009’a girmemize geri sayım başladı bile…
21 yıl boyunca hep ailemle ve sevdiklerimle birlikte girdim yeni yıla.Bi tek geçen sene Eskişehir’de arkadaşlarla adım atmıştık...Mükemmel bir yılbaşı partisiydi,olağan üstüydü...Leziz,keyifli ve uçuk bir şeydi…Fakat bu sene tekrar ailemle birlikte geçirmek istedim…Sade,sıradan ve sessizce giricem yeni yıla...Geçen senenin yorgunluğu hala üstümde çünkü :D …Bu sene sessizce ve stressiz bir yıl istiyorum...

Bu sene zor bir yıl olacak…Bu seneyi de atlatırsam,diğer yıl kolay olacak benim için…Dersler üst üste gelecek valla bu sene…Fazla yatınca,bedeli ağır oluyor :/ …Çok büyük ve önemli bir projede yer alıcam Eskişehir’de...Bir kaç önemli isim bana güvenip,beni yetkili seçmişler...Altından kalkmam gerek...
Bu son yazım büyük ihtimalle.Bilgisayarı götürmeyeceğim Eskişehir’e...Evdekiler de boşuna internet parası ödemeyelim diye internet bağlantısını Haziran’a kadar kestireceklermiş :/ … Yani uzun bir dönem bilgisayarsız,internetsiz,msnsiz,blogsuz kalacağım :( Ulaşmak isteyen arkadaşlar telefon aracılığı ile ulaşabilecek sadece :/ …

(Maillere her gün bakılacaktır ! :D )

2009’a girdikten 2,5 ay sonra 23 yaşına girmiş oluyorum…Tam kaliteli yaş dönemim de :D , apart köşelerinde ders çalışıyor olacağım...Heee bide proje hazırlığı…
Yaşlanmak değil de beni böyle düşündüren,hayat şartları sanırım...Hiç bir zaman bugünden daha iyi durumda olmayacağız...Daha kötü durumlara düşebiliriz belki ülke olarak ama daha iyisi asla…İşsizlik bu kadar artmışken,2-3 yıl sonra ben nasıl bir makam da,mevki de olacağım hiç bilmiyorum…Evet,gelecek korkusu sardı bile beni…

Ya okumuş bir,evinin kadını,çocuklarının anası olacağım,ya zengin bir koca bulup,kaykılıp,pokerin,alkolün dibine vuracağım, ya yurt dışına gidip oraya kapak atacağım,ömür boyu orada yaşayacağım,ya da Türkiye de kalıp bir ilçenin kaymakamı yada bir ilin valisi olacağım…Kulağa hangisi hoş geliyor bilinmez ama ben şu an da hiç birinden etkilenmedim açıkcası :/ …

Yıllar geçiyor ve bizler tüm hızımızla büyüyoruz…Zaman da daralıyor aslında…
"Hiç doğmamayı yada hiç büyümemeyi isterdim..." demeyeceğim valla...Herşeyi iyi kötü yaşadık…Yaşıyoruz,yaşayacağız…

OOfff yaa vuruyorum dünyanın dibine bu yıl itibari ile…Bugünün kıymetini bilmedikten sonra yarının bana getirilerinden banane anasını satayım yaa…

Haydi bloğum ve siz değerli arkadaşlar yeni yıla SAĞLIKLI,HUZURLU,MUTLU ve HER DAİM GÜLER YÜZLÜ girin emi.. :D

Hoşça kalın….

Nasıl mıyım ? ...

Şu sıralar biliyorsunuz ki diş çıkarma işleri ile ilgileniyorum..Biri dışında hala patlamadılar..Ve hala canım çok kötü yanıyor...

Son aylarda hayatımda hiç hoş olmayan şeyler yaşadım...Beni mutsuz eden,beni üzen ve yıpratan şeyler bunlar...


Bunlardan en önemlisi de,bir arkadaşımın ciddi bir rahatsızlık geçiriyor olması...Ve onun adına korkmam...Nedense bu durumlarda insanın aklına hep en kötüsü gelir...
Canımın içinin yavaş yavaşta olsa kökten iyileşmesi tek dileğim...

Diğer beni üzen şey ise...
Aslında buna diyecek sözüm bile yok,söyleyecek cümlelerim de sessiz...Şu sıralar,ilk zamanlara göre çok daha iyiyim aslını sorarsanız...Ama ne bileyim,hala kendim de olmadığımın farkındayım..Bunu nereden mi anlıyorum...5 yıl önce de,şu günlerde yaşadıklarımı yaşamıştım da oradan biliyorum...Yavaş yavaş çıkıyor sızısı,sindire sindire yaşıyorum acısını...Aklım,yüreğim,beynim;ruhum özelikle de...

Şu sıralar her şey beni buluyor...İyi giden şeyler olmuyor mu,oluyor tabiki de...Ama üç kötü bir iyiyi götürüyor hayatımda...
Bazı şeyler üstlendim bu sene...Bazı sorumluluklar aldım,her anlamda...Bazılarının sonunu görebilirken,bazıları hala muamma durumda aslında...

2009'un ve sonrasının,bana SAĞLIK,HUZUR,MUTLULUK ve ŞANS dolu gelmesi umudunu barındırıyorum taa içimde...
Ailem ile,sevdiklerim ile ...

Biraz erken bir kutlama olacak belki ama;
2009'un herkes için güzel geçmesi dileği ile...
Görüşmek ümidi ile efendim...

20'lik diş.... :(

Evet,sağdaki resimde gördüğünüz durumdayım...20'lik dişlerimi çıkarıyorum...Aslında daha patlak vermediği için,sızım sızım sızlıyor...Canımı çok kötü yakıyor...Ağlama modlarına bile girecek haldeyim.Ağlayamayınca da çevremdeki nazımı,kaprisimi kaldırabilecek insanlara sarıyorum...Farkındayım,fazla sarıyorum,kusura bakmayın valla ya :( ..
Aslında bi patlak verse,birazcık ucu çıksa bu kadar acımayacak biliyorum ama henüz o mertebeye ulaşamadık...Bebeklerin yeni çıkıyor olduğu dişleri gibi kaşınıyor bi de yaa...Yok dişler bi de arkada,parmağımı sokup kaşıyınca abim dalga geçiyor,"sana diş kaşıyıcı alayım mı ?." diye :D ..
Ne zor şey şu büyümek dediğimiz eylem yaa...Hem sıkıntı,hem stres.Bi de yeni şeyler,yeni hayatlar,farklı yaşamlar öğrenmiyor muyuz,berbat bi durum...
Haftaya Eskişehir'e yolculuk var...Dersler başlayacak gene...Bi de bu sene dil problemimi halletmem gerek...Yirmilik dişlerim bilem çıktı,ben bi dil öğrenemedim hea :( ..Rezil bi durum...Yoksa benim yaptığım projlerin hepsi 2010'a sarkacak...PPooffss...Bu sene çok yoğun,yorucu ve sıkıcı geçecek...Ankara'dan,İstanbul'dan,Bursa'dan,Kütahya'dan,İzmir'den arkadaşlar sık sık gelse de,bende arada bir nefes alabilsem...Amerika'da diyesim var ama, o uzak bir ihtimal :/ ...
Öyle işte,20'lik dişlerimle cebelleşiyorum şu sıralar...Canım yana yana hem de... :(

Bayram gelmiş,neyime (!) ...



Nedense bayram yazımda bu resmi koymak istedi canım...Kurban bayramlarını pek sevmem ben.Vejetaryan değilim ama kurban etinide asla yemem...Gerçi mantıklı düşününce dışardan aldıklarımda aynısı ama,ne bileyim kurban bayramlarında kurban edilen kurbanlıkları yiyemiyorum...Garip oluyorum...

Neden sevmiyorum bu bayramı..Kurban bayramlarına genel de gadalı (belalı) bayram derim ben,biz,bir çok insan...O yüzden pek de hoşlanmıyorum...Gerçeklik payı olduğunu göz ardı etmeyin,dikkatli davranın...

O yüzden herkesin bayramı hayırlısı ile geliiiiip,geçsiiiiin...Geçtiğimiz bayram çok güzel bir bayram geçirmiştim...Bu bayram da öyle olur inşallah...

Herkesin bayramını en içten dileklerimle kutlarım...

Büyüklerimin ellerinden,küçüklerimin gözlerinden öper,yaştaşlarımla da olması gereken şekilde bayramlaşır,herkese sağlık,huzur ve mutluluk dolu günler dilerim... :D

İYİ BAYRAMLAR EFENDİM HERKESE....

Toplum Gönüllüleri...

Bloğumun sağ köşesinde yer alan,izlenenler başlıklı bölümde Toplum Gönüllüleri (TOG) ile ilgili bir sürü link var...Ve tabi ki Gençlik Karavanı...Bu linklerin ne olduğunu soran bir sürü mesaj alıyorum bloğuma...Aslında link üstüne tıklayarak her iki kuruluşunun yada etkinliğin ne olduğu öğrenilebilir..O yüzden link bıraktım ya.. :/
Her neyse ısrarla linke tıklamayanlar ve benden öğrenmek isteyenler için Buyrun Toplum Gönüllüleri hakkında bilgiler...Gençlik Karavanı hakkındada daha sonra yazı yazarım artık... :)

___________________

TOPLUM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI

Toplumsal barış, dayanışma ve değişimin gençlerin öncülüğünde gerçekleşeceğine, bu değişimin yetişkinlerce desteklenerek güçleneceğine inanıyoruz.
Gençlerde sosyal sorumluluk konusunda farkındalık yaratan ve gençleri sosyal hizmet projeleri üretimine yönlendiren çalışmalarla misyonumuzu gerçekleştirmek istiyoruz.
Bu yolda, özgüven sahibi, duyarlı bir gençliğin gelişimine katkıda bulunmak istiyoruz.
Gençlerin öncülüğünde gerçekleşmesini istediğimiz değişime kendimizden başladık. Yönetim Kurulu’ndan Etik Kurul’a, Gençlik Konseyi’nden gerçekleştirilen tüm projelere, gençler ve yetişkinler yan yana çalışıyoruz.
Gençleri mesleğe ve hayata hazırlayacak donanımları oluşturmak için varız.
Gençlerin kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak için rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunmak için varız.

“Arkadaşlık ve üretim” kavramlarını yan yana koyarak sosyalleşmeye olanak tanımak, üniversiteler ve kültürler arası kaynaşmayı sağlamak için varız.
Yurtiçinde üniversiteler arası Gençlik Konseyleri gerçekleştirmek için varız.
Diğer sivil toplum kuruluşlarının sosyal sorumluluk programlarına katılımı sağlayarak, bu kuruluşlarla ortak çalışmalar yapmak için varız.
Biz yolculuğumuza başladık. İnandığımız değerlerimiz, sahip çıktığımız ilkelerimiz yolumuzu aydınlatıyor, hızla yol alıyoruz. Bu yolculukta sizleri de tanımak, aramızda görmek istiyoruz.
Varız, çünkü eleştirmek değil, değiştirmek istiyoruz.

İLKELERİMİZ

• Farklılıklara saygı
- Farklılıklara saygılı olmak ve farklılıklarla uyum içinde hareket edebilmek - Herhangi bir dini, ideolojik, siyasi, etnik vb. görüşün savunuculuğunu veya propagandasını yapmamak
• Şeffaflık ve hesap verebilirlik
- Mali raporlar dahil tüm kurumsal raporları halka açık
• Yerel katılıma önem verme
- Yerel ihtiyaca göre gençlerin liderliğinde sivil inisiyatifler oluşturmak, katılımı yaygın faaliyetler gerçekleştirmek - Yerel kaynağı harekete geçirerek sorun çözme kapasitesini artırmak
• Ekip çalışması
- Hepimiz için hep birlikte anlayışını desteklemek
• Eğitime önem verme
- Eğitim düzeyini ve kalitesini yükseltmeyi hedeflemek - Sorgulayan, araştıran ve bilgiye dayalı eğitimi desteklemek - Yaşayarak ve yaşam boyu öğrenmeye inanmak - Eğitim konusunda bilinçli bir kamuoyu oluşturmaya çalışmak
Girişimcilik
- Hedef kitlenin bireysel fikirlerini ekip çalışmasıyla projeye dönüştürüp, projelerini hayata geçirmek

VİZYONUMUZ & MİSYONUMUZ

Toplum Gönüllüleri Vakfı olarak, Aralık 2002’de gençlerin öncülüğünde toplumsal barış, dayanışma ve değişimi gerçekleştirme vizyonu ile yola çıktık.

Gençlerin öncülüğünde ve yetişkinlerin rehberliğinde çeşitli sosyal hizmet projelerini hayata geçirmeyi,gençlerin yaratabileceği sinerjiye inanan ve sosyal bir amaca yönelik maddi-manevi yatırım yapabilecek yetişkin gönüllülerin katılımını, rehberliğini ve desteğini sağlamayı
Çevresindeki sorunlara çözüm üretebilen, kendine güvenli, girişimci ve duyarlı bir gençliğin oluşumuna katkıda bulunmayı,Toplumda sosyal sorumluluk yönünde farkındalık yaratmayı hedefliyoruz.
Eleştirmek değil, değiştirmek için” çıktığımız yolda, gençliğin enerjisini sosyal faydaya dönüştürmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Hedef Kitlemiz: 17-25 yaş arası gençler

Hedeflerimiz:
Gençleri mesleğe ve hayata hazırlayacak donanımları oluşturmak
Hak edenlere karşılıklı burs yardımları
İş yapma becerilerini geliştirmek için staj olanakları
Girişimciliğe yönlendirmek için mikro kredi programları
Üretkenlik ve sorumluluk esasıyla proje finansmanı
Gençlerin kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak için rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunmak, mentorluk yapmak;
“Arkadaşlık ve üretim” kavramlarını yanyana koyarak sosyalleşmeye olanak tanımak, üniversiteler ve kültürler arası kaynaşmayı sağlamak;
Yurtiçinde üniversiteler arası Gençlik Konseyleri düzenlemek
AB normlarına uygun gençlik projeleri üretmek
Diğer sivil toplum kuruluşlarının sosyal sorumluluk programlarına katılımı sağlayarak, bu kuruluşlarla ortak çalışmalar yapmak

_________

Umarım bilgiler ile yola çıkarak bir adım atarsınız...

Şu sıralar...

Sustukça,hayat üstüme üstüme geliyor şu sıralar...



Bilmem farkında mıyım ama,ben yok olmaya ramak bırakmışım kendimce...
Birşeyleri istemeye istemeye yapmak zorunda kalıyorum,bırakılıyorum belki de...
Hiç bişeyi zoraki yapmıyorum,doğru...Ama isteyerekte yaptığım doğru değil ki canım...

Şu sıralar boğulmaktayım..
Bırakın konuşmayı,nefes almaya gücüm kalmadı...
Abimin İsveç'ten getirdiği alkolleri tüketmekteyim...Gerçi onları bana almıştı ama "içme" demeyi de ihmal etmemişti...Nerden bilebilirdim ki böyle acıyacağımı...Yoksa alkolik felan değilim yahu...Geçiriyor mu sızımı tartışılır ama kafam güzel olunca bi anlık unutuyorum...Anlık şeylerle ayaktayım,anlık yaşamlarla çöktüm aslında dimi ben...Karmaşığım ...Acayip hem de...

Yok öyle umutsuz vaka gibi bakmayın bana...Ben neler atlattım şu adaletsiz hayatta yahu...Bu da gelip geçecek biliyorum...
Ama işte ona da,kendime de,herkese de dediğim gibi....
ZAMAN...
Zamanla olur bu işler...

Zaman ilerlerken neler gidiyor aslında bizden,neler bırakıyoruz gerimizde...Geriye bakıyorum da ne vadereler atlatmışım yahu...
Hepsinden çok şey kazandım gerçi ama,hepsi de benden birşeyler eksiltti...

İnanmak,güvenmek,sevmek ve görmek...
Koca yalanlar işte...
...
Şu sıralar kafam güzel,ben güzelim,hayat güzel,herşeye rağmen yaşamak da güzel beaa...
Abimde yok yanımda ki şöyle bir dışarı çıkıp dağıtayım...Başkasına da güvenemem ki,başkasının yanında da sarhoş olamam ki...

Bulanığım,kalbim kırgın,beynim hala şok ta...

Son durum mu?..

Kalp durdu...
Beyin ölümünün gerçekleşmesi bekleniyor...

Yapılacaklar Listesi...

Uzun bir aradan sonra merhabalar...
Şu son 2 günde nasıl bir psikolojiye sahibim bilemezsiniz...Bir dünya yıkıldı başıma,taşıması çok ağır.Yardım edilcek yol yok,teselli kabul etmiyor beynim...Tekrar savaşıp,tekrar galip gelmem gerek adil olmayan hayata...Ve açıklaması imkansız,sessizliğe boğulmak gerek yine...Ama kendi içimde...
...

Ve işte evet,karşınızda yep yeni bir duygu hatun...Hadi bakalım,adıma hayırlısı ...
Evveeett,başlıktada gördüğünüz gibi,yapılacak listemi yazıvermek istedi canım...
Hadi buyrun bakalım,burdan yakın...

1_Öncelikle yaşadığım şoku atlatmam gerek...
2_Eskişehir'e gidip okulumun bu yılınıda sapasağlam geçmem gerek.Başarmam gerek.
3_Bir ingilizce kursuna gidip,ingilizce öğrenmem gerek.
4_Bağlı bulunduğum projelerimi tekrar hayata döndürmem gerek.
5_Avrupa gönüllü hizmetleri(evs) ile ilgili tam takır bilgilenmem ve hazırlıklara başlamak için saatlerce uykusuz geceler geçirerek diğer ülkelerdeki (AB) projeleri araştırmam gerek...
6_Okulu bir yıl uzatıp,bir yıllık bir "evs" yapmam gerek.
7_Sonra dönüp tekrar türkiye'ye son yılımıda bitirmem gerek...
8_Sonra kpss sınavlarına girmem ve başarmam gerek..
9_Ardından kaymakamlık yada mali müşavirlik (yeminli :D ;) ) sınavlarından birini vermem gerek..
Ara not:Çok çalışmam lazım çooookkk bunun için :( :(
10_Sonra bunların hepsini başardıktan sonra doğu görevi için hazırlıklı olmam gerek..İki yıl ikamet edip tayin ile aile yanına gelmem gerek..
11_Tabi en önemli maddeyi unuttum.
Bu uzun listede eksik bişi fark ettiniz mi?..
AŞK...
Hani bana pek de gülmeyen şey.. :/
Onu bu arada derede bulursam şansım yaver gider,haa yok bulamazsam artık bi de eş arama yoluna giricem..
Ya da kendimi aile büyüklerine devredeceğim :D ...

....
Neyse işte böyle...Zor bir dönem bekliyormuş beni,şu yazdıklarımı okuyunca...Hırsımdan mı korktum yoksa hırs'sızlığımdan mı bilemedim inanın ki...

Kendinize iyi davranın...
Şans ile kalın efendim..
Ben de tabi..
Eksik kalırmıyım... :D

....

Kendimi artık bir çekirgeye benzetiyorum..1,2 derken 3. adıma geldik bile...Bu sefer eminim ki kurtulamayacağım Tanrı'nın elinden...Bu yüzden mutlu olmak istiyorum artık...Son demlerim mutlu olsa diyorum bazen...
Umarım ya da...

Sürekli yalan söylüyorum,küçük mutluluklar,küçük sevinçler diye...
Yok beee arkadaş,insan istiyor bir sıcak omuz...
Arıyor bir sıcak buse ve dokunuş...
Mutluluğu aşkta bulmak istiyor ...

Yıllar önce kaybettiğim ateş böceğinden sonra,ateşi hiç tutuşturmaya yeltenmedim...Külleri artık soğumaya bile başladı...Ama artık kibrit çakıp,malzemeleri yakmak istiyorum...Alev alev hem de...Cayır cayır yaksın kişiyi,çevresini de ısıtsız istiyorum...Eskisi gibi mutlu olmak ve mutlu etmek istiyorum...
Gitmeden bir yerlere...

Hayat küçük mutluluklarla,uçsuz sevinçlerle geçmiyor.
Sevmek,sevilmek istiyor insan...
Ve güvenmek...
Ve hissetmek...
Ve gel gelelim,ağlamak da istiyor...
Sevdiğinin boynuna sarılıp,sınırsızca hem de...
Sıcacık bir elin dokunmasını istiyor saçlarına,
Yüzüne,eline,tenine...

Sevdiğimi söylesem,sevmediğini öğrensem,ne canım acır biliyorum...
Madem öyle...
Ben de,
SUSUYORUM...
...
Utanırım ağlayamam, yüreğim yanar...
Çelik'in sevdiğim bir şarkısını (En sevdiğim olur musun? ) iliştirmek istiyorum şuracığa..Dinlemenizi tavsiye ederim..
Ben çok güzel aşık olurum.
Bazen bir hoş,bazen sarhoş olurum.
Bazen kolay,biraz da zor olurum.
Ama istersem,bir de istersem,
Sen de istersen.
Gördüğün en güzel aşık olurum....

..... , pek yakında sinemalarda ...

Kimi sevdalar aranır, hani dağların ardında...
Kimi sevdaya boyanır, en umulmadık anında...

Kimi 25 ' in de, kimi bilmem kaçında?
Kimi yok der inanmaz, kimi bulur anlamaz...

Sevda uzak değil ki, sevda başucumuzda...

Sevda,pek yakında sinemalarda...


..........................

Ara verenleri kıskandım,ben de bi süre ara vereyim dedim...
En yakın zamanda dönebilmek umudu ile...
Hadi şansla kalın efendim...

İlk önce sessizlik vardı...

....Sonradan Gelmeye Başladı Melodiler....

Dokunamamanın ne kadar acı birşey olduğunu fark ettim...
Bunu daha önce yaşamıştım...
Sana duygumu söyleyip,yanında olamamak çok acıymış...

Sonra,öpemedim...
Sadece bakabildim küçük bir kız çocuğu gibi...
Konuşamadım,yüzünü bile göremedim...
Yanımda olmanı istediğim zamanlar da,sarılamamanın ne kadar acı olduğunu fark ettim...


Sonra öylece bekledim...

'' İlk Önce sessizlik vardı...
Şimdi ise Sensizlik...''

Saatlerce düşündüm...

İlk önce güneş açtı,
Sonra yağmur yağdı hayallerime...
...ve ben,
Yağmur tanelerinin hayallerimin üzerine düşmesini seyrettim...

Güzel bir günün ardından kalanlar...

Merhabalar...
Geçtiğimiz son cumartesi günü çok güzel bir geçirdim.En yakın arkadaşım ile birlikte yaşadığım ilçede fotoğraf manyağı olduk :D ... Bir çoğunu arkadaşımın isteği üzerine koyamadım :(..Ama en azından bazılarını koyma şansım oldu...
Bu ilk gördüğünüz resimde bir ay yıldız yakaladığım için çektim..Siz de görebilmişsinizdir umarım...Çok güzel bir kare olduğuna inanıyorum ben.
Bu amcanın yanındaki köpek tarafından az daha o gördüğünüz martılı göle atılıyordum..Yanı köpek havlayınca ve yanıma yaklaşınca açıkcası ben kendimi atıyordum sanırım :/ ...Çok korkarım ben :( ...
Daha sonra amca köpeği yanına alarak çekim yaparken,bilmiyordu ki arkasında bir çömez fotoğrafçı kendisini çekiyordu..İyi malzemem oldu...Hoşuma gitti.

O uzaklardaki arkadaş da enfes fotoğraf makinası ile çekimler yapıyor,fotoğraf kareleri yakalıyordu...Ben de onu yakaladım..İlerleyen fotoğraf karelerinden birinde göreceksiniz,bana çok güzel malzeme oldu..
Burası da farklı bir açıdan ...O uzaktaki ev aslında bir tesis..Ama düğün salonu olarak kullanılıyor... :D
Evet size bahsettiğim fotoğraf bu...Cidden süper bir kare yakalamışım...Benim fotoğrafcılığımla dalga geçenler utansın :D ...Arkadaşı çektikten sonra çok fena bişey oldu..Kendisini çektiğimizi görmüş,ama oda itiraf etti..O da bizi çekmiş.. :D Malzemesi olduk bizde...Ama çok güzel bir kare yakalamış,ben beğendim yakaladığı kareyi...Eee malzemeler güzel :D :D...
Bu da benim...
Suya elimi sokuyordum,arkadaşım yakalamış...Ama iyi yakalamış...Ben çok beğendim...
Bu fotoyu çok seviyorum işte...Uzaklara baktıkça açılan bir ruha sahibim...
Uzakları seviyorum da,korkuyorum da...
Garibim galiba biraz...
Bu aşağıdaki fotoğrafta yağlı boya ile yapılmış havası vermiş..Ne güzel çekmişim bea..

Bu fotoğraflar ise arkadaşımın elinden çıkmış,fikir annesi de ben olmaktayım...
Fikirlerim güzeldir ya..
Bu fotoğrafıda çok sevdim...Duygusal bir hava katmış ortama...

Fotoğraf çekmesini çok seviyorum,çekilmesini de...Makinam biraz daha usta bişey olsaydı,çok daha iyilerini çekebilirdim...Ama yetinmeyi bilmek gerekir.Yıllar sonra dijital bir makinam olmuş yani :D ...
Çok güzel bir gün geçirdim arkadaşımla..
Umarım her günümüz böyle güzel geçer...
Benim,sevdiklerimin ve herkesin..
Şans ile kalın efendim...

...

Tam da burada olmak istiyorum şu an...

Sırt üstü yatıvermek toprağa, gözlerimi dikmek dalların en uç noktasına...
Kulaklarımda çağlayan suyun şırıltısı, içime çektiğim çam ağaçlarının kokusu...
Gördüğüm yaratıcının birliğini ispatlayan yüce dallar...
Bütün benliğim de hissettiğim teslimiyetin huzuru...


Evet evet tam da şimdi bu yerde olmak istiyorum...

Yorgunum ben...
Uyuyacağım...
...


Hediye...

Merhaba...
Ben de bir blogspot mağduru olarak karşınızdayım :D ...

Neyse kavuştuk bloğumuza...Bu aralar yeni uğraşlar peşindeyim.En yakın iki değerli arkadaşıma hediye yaptım..Hem de kendi elcağızlarımla...

Hediyeleri çok severim ben.Karşılığı olunca tabi daha çok severim ama hediyelerimi de karşılığı olsun diye hediye etmem...Farklılıklar yapmaktan hoşlanırım..Bazen bir oyuncak alırım,bazen bir emzik,bazen bir resim çizerim,bazen de el emeği göz nuru şeyler geliştiririm..Kimi zaman şiirler yazarım kişi adına.Kimi zaman süprizler yaparım ummadığı şeyler adına...

Evet geçenlerde bi kuzenimin fikrini çaldım ve işte bu hediyeleri yaptım.
Önce çin pazarından :D ahşap sandıklar aldım...Ve onları kelebek,hello kitty resimleri ile süsledim.Boyamak geçti aklımdan ama,başaramayabilirim diye düşünüp vazgeçtim...Bende yapıştırma yaptım...

Evet yukarda görüldüğü gibi süsledim püsledim...Mis gibi valla...

İçine arkadaşlarımla bir kaç beraberce paylaştığım anılarımla oluşan resim,araç-gereç ve yazılar ekledim... 'Hikaye başlıyor..' ise benim ürettiğim bir hikaye kitabı..Bana ait..Küçük resimler ve kısa notlardan oluşuyor..İlerleyen resimlerde göreceksiniz zaten.. :D

İlerleyen resim dediğimde alt resimmiş,pardon :D ...İşte böle hoş bir hikaye defteri yaptım..Parfüm de sıktığım için yazıların bazıları aktı :( ,ama hala okunur vazıyette :D...

Bu tarafta resimli tarafı...
Bi de masam için kusura bakmayın,toparlamadan çekmiş bulundum fotoları,sonra da tekrar çekmek zor geldi...Biraz pasaklı görünüyor farkındayım..Ama hep öyle o masa :D ...


Evet bu da yerleştirildikten sonra ki son hali...
Ve fark ettim ki bilgisayarımında reklamını yapmışım haberim olmadan...Phılıps den reklam ücretimi isterim.Ki çok memnunum phılıps den :D...Phılıps sen çok yaşa emi :D (Reklam yaptım blogum kapanırsa şimdiden elveda :/ )

Bu da son rütuşlar işte.Arkadan,önden,sağdan,soldan pozlar..Valla ben çok sevdim,umarım arkadaşlarımda çok beğenir...

Hediyeler karşılıksız verilen armağanlardır..Ama insan oğlu ister istemez istiyor bişiler..Ama bunu karşılık olsun diye değil,sadece ben düşünüyorum,değer verip bişiler yapıyorum.Karşımda ki kişininde yapmasını isterim,ben de bir nebze değer görmek isterim...Yanlışsam yanlışsın diyin emi...Ama yine de ben öle düşünüyorum işte,bananeee... :/ :)

Hadi sağlıcakla kalın efem,fikrimi çalarsanız eğer haberim olsun,içine neler konuluyor bilgi verebilirim...Yukarda yazdıklarımdan başka neler var başka neler o kutuda...

Sağlıklı,huzurlu,sevdiklerinizle mutlu,hediyeli ömürler dilerim herkese...

Blog banada aynı dilek geçerliiii....

Ateş Böceğim...


" Ateş Böcekleri "

Aşk bahçemi süsleyen,inci çiçeğim misin?...

Gecemi aydınlatan,ateş böceğim misin?...


Sen ateş böceklerini çok severdin değil mi?...Şimdi her yerde ateş böceği var,fakat şimdi sen çok uzaktasın...Ateş böcekleri adına tiyatrolar yapıldı...Şarkılar söylendi...Sen hiç birini göremedin...Ateş böcekleri gibi bir çırpıda hayatıma girip,bir çırpıda çıkıverdin...

Neden?...

Şimdi ateş böcekleri ile birliktesindir mutlaka...Onlar seni ısıtıyorlardır sıcacık üstelik...Üşüme oralarda...Üşürsen ben çok üzülürüm,üzülmeme dayanamazdın ya,üzme beni işte...

Yokluğun çok koydu bana bahar gözlüm be...Bugün kontrol için gittiğim hastanede kimi gördüm bil.Bizi tanıştıran kız arkadaşı.Uzun uzun konuştuk da,meğer herkes seni çok özlemiş...Bu kadar erken gitmemeliydin bizden...Bu kadar erken gitmemeliydin benden,herkesden...Seni andık bugün,seni andık yine...Her sefer olduğu gibi.

5 yıl geçti be bahar gözlüm.Dile kolay sensiz 5 sene...Anlıyorsun değil mi beni...Anlıyorsun.

Biz seni çok özledik...

Ben seni çok özledim...

Ateş böceğim... :(

Gençlik işte... :D

Merhabalar...
Bugün çok güzel ve çok yoğun bir gün geçirdim...Ayak altlarım şu an çok ağrıyor :( ...Evet aşağıda gördüğünüz köpüklü kahve bugün sabahın köründe bir kafeye gidip kendimize gelmek adına ısmarladığımız içecekler...Ben kahveyi çok seven biri değilim(türk kahvesi),ama oluncada hayır demeyen bir kişiyim...Bu gün ben dahil 3 arkadaş bişeyler peşinde koşacağız diye çıktık sabah erken saatlerde...Hadi gözümüz gönlümüz açılsın diye de kahve içelim dedik...Eee gördüğünüz gibi bu köpüklü,orta şekerli enfes kahveyi de sabahın erken saatlerinde içiverdik...Bünyeme ağır geldiğini şimdi şimdi anlıyorum :( ...

Her neyse benim fal baktığımı bilen arkadaşlarım da hemen " Duygu bize fal baaaakkkk..."diye sabah sabah şaka yapmazlar mı :P :D ?..Ben nazlanırken oldu mu size o şaka ciddi ciddi bir bakma işlemi ... Bananeee,sabah sabah bakmam,günahtır,yasaktır,alamet yakınlığıdır gibi atmazsyon laflar etsem de,sökmedi çabalamalarım tabi...Mecburen baktık,daha kargalar ötmeden :D :P ...
Hehehe adettendir diye,fal erken soğusun diye üstüne altın koydular fincanın ... Bizim saf arkadaşta altın kaplama 500 ytl koydu :D Tabi en son bakılan o oldu,çünkü fincanı en geç soğudu :D..Diğeri daha zeki çıkıp altın yüzüğü koydu :D... Altın fincanı daha çabuk soğutur,bilginize...
Her neyse tabi biz falı açmaya başlayınca,benim çene düştü...Konuş annem konuş...Konuş babam konuş...(Ben biraz fazla konuşmanın üst sınırında konuşurumda :/ :D ) ... İkinci fala geldi sıraaaa, "hadi ver bacım fincanını,açayım sana sırlarını.." demeye kalmadı,daaaiiiirrr diye bir telefon sesi ile çınladı ortam...

Arayan,ana kraliçe...Kızlar yaptınız mı işlemleri,ne oldu,hallettiniz mi? demez miiiiiii...

Anaaaaaaaeeeeemmm..Tabi ben aynen bu çılığı atarak yapacağımız programı unuttuğumuzu kızlara geç de olsa haber verdim...Kiiii devlet daireleri 12:30 da kapanıyorduuu :( ...

Eee şeeeyyyy anne,anneeeaaaaa biz unuttuuuukk,şeeyyy kahve içiyorduk da,unuttuukkk :( :(... (Ana kraliçenin bana dediği lafı söylemeeeemmm :D :D )...

Tabi arkamıza(!) bakaaa bakaaaa annemin yanına,bankaya gittik üç kız...Tabi bize bir haşlama,(bu arada 3 kızda banka personelinin kızlar,biri de eşi :D ),bir taşlama,bir baskı...Oyy oyyy allah kimseye vermesin...AMİİİNNN..

Her neyse sonra tabi bizim işlemler öğleden sonraya aksadı...Koştur koştur halletmeye çalıştık,yok sağlık raporu,yok nüfus kayıt örneği,yok ikametgah kağıdı,diploma fotokopisi,fotoğraf derken...... Bide bu devlet dairelerinde nedense hiç bir bilgisayarın çalışmadığını düşünürseeeekkk (?) ...Bizim bu belgelerin bir kaç tanesini toplamamız en azından 3 saatimizi aldı :( ...Bide arkadaşımın adres değişikliği vardı,arkadaşta bunu bildirmemiş nüfus idaresine,adam belge vermem demezmi?...Halledin gelin demez mi?Yav yapma etme dedik ama cepta para yoktu,bizde kıyak yaptıramadık...Sonra yanımıza 1.90 boyundaki bankacı arkadaşımızı alarak (kızlardan birinin eşidir kendisi :D ) gittik nüfus idaresine...Ne yaptı etti aldı o belgeyi valla...Bizde vaktimizin yandığına yandık...Off ooufff bu sistemden nefret ediyoruuuumm :( ... Torpillliim gözünü seveyimm bea...

(Ben kaymakam olunca böyle şeyler yapmayacağım...Dürüst memur olacağım,beleşci davranmayacağım :D :P :O ) Tamam tamam sustuuummm...Gözünü sevdiğim memleketim ve onun saygın insanları :D ....

Neden bu güne sığdırdık herşeyi...Şeeyy :/ ...

Bugün başvuruların son günüydü :( .... Valla onu da bilmiyorduk başka bir yerden haber aldım bende... Neyse sonunda hallettik tüm işleri de 4.5 gibi gittik başvuru belgelerini teslim etmeye...Bide üstüne bize çay ısmarladılar,içtik,ooohhh...Sefam olsun...Bari bu kadar çabamız boşa gitmezde dileğimiz olur :/ ....

Yani anlayacağınız bugün güzel,yoğun,hızlı bir gün oldu benim için...Bünyem alışık değil ki yav böle şeylere...

Şimdi içeriye gidip şöölleeee ayaklarımı uzatıp keyif çatmam gerekiyor..Mis gibi anne türk kahvesi eşliğinde :D ...

Ne çıkar ateş böceği sansalar beni...

Bir arkadaşımın facebook sayfasında buldum bu şiiri...Ona mı ait bilmiyorum...Sormadım,bugün soracağım bi ara...Ama çok hoşuma gitti sözleri...Hemen sizlerle paylaşmak istedim...Biraz uzun ama umarım okuyup beni kanaatimde hayal kırıklığına uğratmazsınız...

............

NE ÇIKAR ATEŞ BÖCEĞİ SANSALAR BİZİ ! ...

Düşünüyorum da,
Sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek.
Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi,
Naif yönlerimizin keşfedilmesi,
Cesaretsizliğimizin anlaşılması,
Korkularımızın paylaşılması,
Sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti.
Kabuklarımızın altında kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız.
Ne kadar güçlü korunuyoruz,
Kalkanlarımızın ardında hissedilmeden,
El değmeden,
Sevgimizi göstermeden.
İstiridyeler, deniz minareleri, midyeler, kirpiler ve kaplumbağalar gibi.
Sahi koruyor mu bizi bu çatlamamış sert kabuk?
Kimse incitemiyor mu duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi?
Yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.?
Hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor mu gerçek kimliğimizi?
Duygularımızı bastırıyor,
El ele tutuşmamızı engelliyor mu?
Eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsak ve bir yıldız kadar parlak,
Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi ?

Belki en hoyrat yürek bile ateşböceğinin o uçucu,
Masum, sevimli çocuksuluguna el kaldırmaya kıyamaz?
Güçlü kapıların arkasına kilitlemesek kendimizi,
Korkaklığımızı, sevgi isteğimizi...
En insani yönlerimizi kayıtsızca sunabilsek...
Bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup bir kuş gibi uçacağım özgürce.
Anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım karşımdakine.
O da çözülecek belki.
Oysa bir görebilsek bunu.
Kalmadı böyle insanlar demesek!
Güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak!
Kırılmaktan korkmasak!
İncinsek, yaralansak!
Ne olur bir darbe daha alsak!
Yeniden açsak kendimizi,
Atabilsek o kabuğu denesek, risk alsak, yanılsak!
Fark etmez, tekrar tekrar bıkmadan denesek!
Ve kucaklaşsak yeniden,
Tıpkı eskisi gibi...
Ne olduğunu anlayamadığımız o on beş yıldan öncesi gibi...
O zaman fark edeceğiz,
Ne kadar özlediğimizi birbirimizi,
Neler biriktirdiğimizi,kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi.
Beraber geldik beraber gidiyoruz oysa.
Vakit az, paylaşmak, sarılmak için.
Yaşadığımız coğrafya zor, şartları ağır.
Yüreği daha fazla küstürmemek lazım.
Sırtımızda ağır küfeler,
Her gün katlanan ve koşullar bir türlü düzelmeyen.
Sevgiye çok ihtiyacımız var.
Ufukta kara bir kış görünüyor.
Ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri.
Kırın o sert,
O ağır kabuklarınızı,
Kurtulun bu yükten...
Korumuyor o kabuklar,
Aksine zarar veriyor bize.
Yalnızlığa mahkum ediyor bizleri,
Hem hepimiz bir yıldızız.

Ne çıkar ateş böceği sansalar bizi....

Sı-kıl-dııııım...

Evet şu sıralar acaip sıkılmış vaziyetteyim...Toparlayamıyorum kendimi.Beynim hep muziplikler peşinde,napsam ne etsem diye :D ...Yok o değil,evdekilerde artık oyunuma gelmiyor...O daha bir sinir bozucu :/...
Ne yapsam ne yapsam,bir hamak alıp sallansam mı ki acaba...Hamakta sallanmayı da beceremiyorum ki,ters dönüyorum ve düşüyorum :( ...


Geçen gün düşündümde evlendiğimde,bide üstüne hamile kalırsam havuzda yada denizde doğurcam...Yok yok karar verdim blog öle yapıcam...Bak bana, 15 imden sonra öğrendim yüzmeyi...Elin çocukları doğdugunda yüzmeyi öğreniyor..Hem daha sağlıklıymış,araştırdım blog merak etme :D ...Ha tabi bunun için önce bir aday sonrada bir doğum gerek..Onlar da şimdi ufukta görünmüyor :/ ...
Ne demiş Nil ablamız, "Çocuk da yaparım,kariyer de... "
Önce şu bitmeyen okulu bitirmem gerek,sonra yurt dısında 1 yıl hizmet vermem gerek,sonra kaymakamlık sınavlarına girmem gerek,kaymakam çıkmam gerek..Sonra atamamı güzel bir ilin güzel bir ilçesine aldırmam gerek..Sonra bir aday bulmam gerek,o aday ile aday olmaktan çıkıp bi de üstüne evlenmem gerek..Çocuk zaten evlendikten 2-3 yıl kadar sonra...
Peki ben kaç yaşında olacağım yav bu sırada... :/:/ oouuffff off...

Yıllar önce bir çizgi film vardı,adını hatırlamadığım...Minicik,rengarenk ayıcıklar oynardı.Hani gökyüzünde,bulutların üstünde yaşarlardı ya.Her birinin göbeğinde desenleri vardı ve onlardan sihir-ışın neyim yayarlardı kötülük olunca...Haaah işte sen hatırladın di mi blog...İşte o çizgi filmden bir kare bulamadığım için googleden bu çizgi adam koştu yardımıma...İşte ben de bu rahat çizgi adam gibi bulutların üstünde olmak istiyorum şu an blogcum...Valla bak acayip bunaldım burda...Keyif çatmak kafamın hiç bir şekilde de dağılmamasını istiyorum...Dünyada barış istiyorum :D ...Bi de beni çok seven bir ..........................

(Bu arada bi arkadaşın hatırlatması ile öğrenmiş oldum...Sevimli Ayıcıklar/Care Bears' mış adı çizgi filmin.. :D )
Dedim ya son günlerde bunalımdayım...Göl kenarına indim geçenlerde...Valla bi ara affalladım da sonra kafam yerine geldi...Omzumdaki melek mi kurtardı beni bilmiyorum...Vazgeçirtti beni düşüncemden...Kötü düşünce bunlar yaa... :( Ama insanın aklına bi anlık da olsa geliyor...Hele böyle yerinde olmayan zamanlarda...
Kendi adıma bi zar attım blog...6 da 6 gelmedi tabi :/...
Ama oyuna başlamıştım bi kere..Geri adım atamazdım...Bakalım bu adım beni nereye götürecek...Mutlu muyum yoksa mutsuz muyum bilemedim şimdi... ooouufffff... :( :(
Ama yeni fark ettim zarı yanlış zamanda yanlış kişiye attım...Oyun doğru ama oyuncular yanlış bee blogcum...
Çanta krizim gelmişti benim..Gittim kendime gene çanta aldım..Tam olarak bu marka olmasa da yandan çakmasını aldım...Rengi de bu renk değil zaten,siyah..Yani aslında sadece tarzı benziyor yoksa başka hiç bir benzer yanı yok :D ...
Evet tam olarak neden sıkıldın die soruyorsanız aslında şu an olmak istediğm yer Miami...Acayip orda olasım var şu an da..Delice yüzmek istiyorum..Yüz üstü,sırt üstü felan...Deniz yatağımıda götürdüm mü tam olur,koy ver kendini Duygu engin denizlere...Ama hayaller henüz gerçekleşecek kadar güçlü değil...Sanırım bu moral bozukluğum birazda basvur(A)madığım ülkelerden kaynaklanıyor..Davetiye geliyor ama ben başvur(A)mıyorum...Ağlamak çözüm değil biliyorum ama napiiim... :/
Evet yine Nil ablamızın "gitme yoksa" şarkısında dediği gibi...
___Gitme yoksa katlederim bizim yan komşuları...
Sonra polise derim öldürmüş masumları... ___

Gitme ...

Bu da benim aslında tamamen masum olduğumun bir kanıtı olan fotoğraf karesi...Ne kadar kötü şeyler temenni etsem de aslında , "aslımda" iyi bir insanımdır...Valla bakın,kanatlarım eksik melek demeniz adına sadece...O kadar yani...Ha bide başımın üstündeki yuvarlar sarı halka olması gerek...

Onlar tam olunca ben ölmüş mü oluyorum şimdi.. :/
Valla bilmiyorum blog,acaip depresifim şu sıralar..Beni bu havalar mahvetti desem o da değil ki..Ben bu soğuk havaları,yazdan daha çok severim biliyorsun..Yağmur,çamur,kar felan tam benlik...Bak şimdi kardan adam yapasım da geldi blog...

Ben kendimde değilim sanırım blog,burada dile dökemeyeceğim bir olay yaşıyorum şu sıralar,nasıl atlatırım onu da bilmiyorum..Kimseye de söyleyemiyorum ki...Oooufff off..Tembih var yani,ısrar yok lütfen...
Canım yanıyor,evde daralıyorum,afakanlar basıyor be blog...Annem babamda artık daha geç gelmeye başladı eve.Bankada işler daha da yoğunlaştı diyor annem...Kadıncaz bi de eve geliyor yorgun argın hemen gidip yatıyor yatağa..Babam zaten iş yerinden 12 de geliyor,o da yorgun...Napayım ben napayım daha yav...
Acilen 10 Kasım'ın gelmesi gerek...Hem de ışık hızıyla yetişmesi gerek imdadıma...

Hadi kaçtım ben...
Sağlık dolu günler diliyorum size,sevdikleriniz ile...
Bana da aynı dilek geçerli tabi... ;)

...

İçim karanlık ...
Dışım nasıl aydınlık olsun ki ...

Virüs İstilası...

Bilgisayarımdaki virüs istilası sebebi ile bir süre ortalarda görünemeyeceğim...
Virüs bulaşan,her sayfasında bıcır bıcır dolaşan virüsler nedeniyle,canııımmm bilgisayarıma format attırmaya giderken bende biraz kafa dinlemek adına teknolojiye ara veriyorum..
Zaten facebook'umunda şifresini kırdılar insafsızlar :( O kadar uğraştık ama olmadı :/...Geri getiremedik sayfamı... :/ :(
Yavaş yavaş teknolojiden uzaklaşan ben,sizlere virüssüz günler,sağlık dolu ömürler diliyorum...
Kendinize çok iyi bakın..
Esen kalın a dostlar... ;)

GERİ GELDİM... :D
Format yarım saat sürdü banada tekrar buralar göründü :D ...

Bilmeni İsterim...

Güvenmek istersiniz ya hani birine…Tam güvendim dersiniz de hani ters taklak oluverirsin ya…
İşte tam da o haldeyim…
Kullanıldığınızı hissedersiniz ya,bencil bir insanın yüzünü çok zaman geçtikten sonra anlarsınız ya hani,işte tam da öyle bir hayal kırıklığı içerisindeyim şu sıralar…Canım acır,çünkü farkındayımdır kullanıldığımın…
Kırgınlığımı ve kızgınlığımı pek dile dökemem böyle yıpranmalarda…Birden patlar,birden alev alır,birden unutuveririm…Ama hiçbir zaman da karşımdakine söyleyemem derdimi…Belki de fırtınayı beklerim,kim bilebilir ki…

Kolay kolay konuşamam insanlarla…Sıcak bulmadığım kişiye sokulamam…Mesafe vardır hep,korkarım belki de…Üzecek beni,yıpratacak ruhumu diye..Ve hiç yanılmadım bu kuruntum adına.. (Kuruntu yaptığımı düşünenlere :/ … )

Canımın acıdığını açıkça yazıya dökerim ama dile getiremem…Çünkü yazı yazmak kolaydır,karşımdakini çok sert kırabilirim,parçalara ayırabilirim,güvenirim 29 harf dağarcığına…Tam tersi de kolaydır..Bir insanı sevdiğini belli etmek …

Çok sert görünebilirim yada çok çocuk kalpli…Ama her biri yanılır kanaatinde…Belki taş kalpliyim belki çocuk yürekliyim…Ben bile hissedemiyorum kendimi…
Ama farkında olduğum şey,çok çabuk kanabilirim.İnsanların iki tebessümüne onları bana sıcak sanabilirim.Yanılabilirim de...
İçimden,fırtınalarla boğuşmak isteyebilirim de…İntikam,kin,nefret duyabilirim…Ama bunları dile dökemeyebilirim…

Ve…
Ve biliyor musun?Ben kimsenin yanında ağlayamam...


Ama tüm bunlara rağmen kışın ayaklarım çok üşür...
Bilmeni isterim…

Türkçe'nin bir eksiği yok...Ya sizin?...

Aslında pek de söze gerek yok..Resimlere bakarak anlatılmak isteneni anlayacaksınız eminim ki...
Buyrun,nereye gidiyoruz görün... (Not :Resimlerin üstüne basarak,büyük boyutta görebilirsiniz... )
Güleriz aslında ağlanacak halimize...















YORUMSUZ BIRAKIYORUM..

Yoruma ne gerek var ki..